2. DEVLET BAŞKANININ HERHANGİ BİR YERİN LİDERİYLE YAPTIĞI
ANLAŞMA O YER HALKI İÇİN DE GEÇERLİ MİDİR?
حدثنا
سهل بن بكار:
حدثنا وهيب،
عن عمرو بن يحيى،
عن عباس
الساعدي، عن
أبي حميد
الساعدي قال:
غزونا
مع النبي صلى
الله عليه
وسلم تبوك،
وأهدى ملك
أيلة للنبي
صلى الله عليه
وسلم بغلة
بيضاء، وكساه
بردا، وكتب له
ببحرهم.
[-3161-] Ebu Humeyd es-Saidi r.a.'in şöyle dediği
nakledilmiştir: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile birlikte Tebuk
savaşına katılmıştık. Eyle hükümdarı Resul-i Ekrem Sallallahu Aleyhi ve
Sellem'e beyaz bir katır hediye etti ve (Yemen yapımı) bir hırka giydirdi. Nebi
Sallallahu Aleyhi ve Sellem de ona bu cömertliğine karşı hükümdarı bulunduğu
Eyle'nin güvende olduğunu bildirir bir belge (emanname) yazdı."
AÇIKLAMA: Aslında bu rivayet burada nakledilen kısmı ile
başlıkta söz konusu edilen meseleye tam anlamıyla bir açıklık getirmez. Zaten
bu meselenin hükmü bu hadisin başka yollarından anlaşılmaktadır. İmam Buhari de
"Sahih"ini yazarken naklettiği hadisin başka yollarına işaret eden
bir metod takip eder. Burada da aynı üslubu takip etmiştir. Nitekim İbn İshak
"Siyer"inde bu rivayeti şöyle nakleder: "Resulullah sallallahu
aleyhi ve selle m Tebuk'e vardığı zaman Eyle hükümdarı Buhne İbn Rü'be geldi ve
Hz. Nebi sallallahu aleyhi ve sellem ile anlaşarak cizye verdi. Resul-i Ekrem
sallallahu aleyhi ve sellem onun da bulunduğu mecliste bir güvence belgesi
hazırladı: "Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla. Bu, Allah'tan ve Resulü
Muhammed'ten Buhne İbn Rü'be ile Eyle halkına verilmiş bir emandır."
İbn Battal şöyle demiştir: "Devlet başkanı herhangi bir
yerleşim biriminin hükümdarı / lideri ile anlaşma yaptığında bu anlaşma
kapsamına o yöre halkının da gireceği konusunda alimler icma etmişlerdir. Ancak
bunun tersinin söz konusu olduğu durumlar için farklı görüşler arz edilmiştir.
Buna göre devlet başkanı herhangi bir yerleşim biriminde yaşayanların bir
kısmına eman vermişse liderlerinin de bu kapsama girip girmeyeceği tartışma
konusudur. Alimlerin çoğunluğuna göre hükümdarın anlaşma kapsamına girebilmesi
için bu durumun açıkça belirtilmesi gerekir. El-Esbağ ve Sahnun ise şöyle
demişlerdir: "Böyle bir şeye ihtiyaç yoktur. Anlaşma sırasında sadece
yerleşim biriminin belirtilmesi yeterlidir. Çünkü devlet başkanı başkası için
eman alırken muhakkak kendisini de bu kapsama sokmak ister."
3. RESULULLAH'IN GÜVENCE VERDiĞi KiMSELERLE YAPILAN ANLAŞMALARA
BAĞLI KALINMASINI TAVSiYE ETMEK
Zimmet, ahit / sözleşme anlamına gelirken; il! de akrabalık
demektir.
حدثنا
آدم بن أبي
إياس: حدثنا
شعبة: حدثنا
أبو جمرة قال:
سمعت جويرية
بن قدامة
التميمي قال: سمعت
عمر بن الخطاب
رضي الله عنه:
قلنا:
أوصنا يا أمير
المؤمنين،
قال: أوصيكم
بذمة الله،
فإنه ذمة
نبيكم، ورزق
عيالكم.
[-3162-] Cüveyriye İbn Kudame et-Temımi'nin şöyle dediği
nakledilmiştir: "Hz. Ömer'i işittim. Biz Hz. Ömer'e: "Ey mu'minlerin
emiri, bize tavsiyede bulun" dedik. O da: "Ben size Allah'ın
zimmetine / ahdine bağlı kalmanızı tavsiye ederim. Çünkü bu ahit, Nebiinizin
verdiği bir sözdür ve siz bu sayede ailelerinizin geçimini sağlıyorsunuz."
AÇIKLAMA: "Zimmet ahit / sözleşme anlamına gelirken
ill (...), akrabalık demektir" Bu açıklama Dahhak'a aittir. Nitekim Dahhak
"Bir mu'min hakkında ne ahit tanırlar ne de akraba olduğunu dikkate
alırlar" [Tevbe, 10] ayetinde geçen zimmet ve ill kelimelerini yukarıdaki
gibi tefsir etmiştir. Ebu Ubeyde ise "el-Mecaz" adlı eserde ili
kelimesine ahit, sözleşme ve yemin karşılığını vermiştir.
Hz. Ömer'in tavsiyesi Amr İbn Meymun rivayetinde şöyle
geçmektedir: "Ben Allah'ın ve Resulü'nün ahdine bağlı kalmanızı tavsiye
ederim. Anlaşma yaptığınız kimselere verdiğiniz sözleri yerine getirin, onları
himaye etmek maksadıyla savaşın ve güçlerinin yetmeyeceği vergiler yüklemeyin!"
Amr İbn Meymun'un naklettiği bu rivayet cizye alınacak gayri
müslimlere güçlerinin yetmeyeceği ağır vergiler yüklenemeyeceğini gösterir. Hz.
Ömer'in "siz bu sayede ailelerinizin geçimini sağlıyorsunuz" demesi
"onlardan alınan cizye ve haraç sayesinde geçiminizi sağlıyorsunuz"
anlamına gelir.
El-Mühelleb şöyle demiştir: "Bu rivayetten çıkarılan
dersler şunlardır:
1. Verilen söze bağlı kalmak gerekir.
2. Her türlü iş, sonunun nereye varacağı düşünülerek
yürütülmelidir.
3. İktisadı alanda gerekli düzenlemeleri yapmak ve kazanç
getiren yolları ıslah etmek ekonominin gelişmesini sağlar.